Bir arkadaşım vardı.
Hep gülerdi ama gözlerinde hürriyetin parıltısı hiç olmadı. Annesinin sözünden çıkmayan, kendi yolunu çizemeyen biriydi. Nereye adım atsa gölgesinde annesi vardı. Kendi öz benliğini bulamamış, ruhunu kendi elleriyle yoğuramamıştı. Erkek arkadaşını bile kendi gönlüyle değil, annesinin onayıyla seçerdi.
Bazen içimden gelirdi ona Kendin ol, kendi kalbinin sesini dinle demek. Ve ben her defasında susardım, çünkü bazı insanların hayatı kendi seçimleri değil, başkalarının çizdiği yollarla sınırlıydı.
Onu izledikçe anladım ki, en büyük acı, başkalarının gölgesinde yaşamak, kendi benliğini bulamamakmış.