Kapıyı çalan "aşk" ise, içeri girmesine izin verir misin? Yoksa ardında bekleyip, usulca dönüp gitmesine mi izin verirsin?

Aşk bazen nazikçe kapıyı tıklatır, bazen de fırtına gibi dalar içeri. Ama her zaman bir iz bırakır—bir anı, bir koku, bir ses, bir his… Kalbinin derinliklerinde yankılanan bir melodi gibi.

Kapıyı açtığında ne bulacağını bilemezsin. Belki sevginin sıcak kollarına sarılırsın, belki de sessiz bir hüzne bulanırsın. Ama bil ki aşk, her haliyle yaşanmaya değer. Çünkü gerçek aşk, yalnızca mutluluk değil, bazen de derin bir hüznün içinde saklıdır.

Kapıyı çalan aşkı duyabiliyor musun? Peki ya sen, açmaya cesaretin var mı?