Bir sahil kasabasında tanışmışlardı. İlk görüşte aşktı; Mecnun’un Leyla’sına duyduğu aşk gibiydi Banu ve Kıvanç’ın aşkları. Sanki ruh ikiziydiler.

Banu, Kıvanç’ın gözlerinde kaybolmayı alışkanlık hâline getirmişti.

Birlikte olduklarında zaman su gibi akıp geçiyordu; sanki dünya onlar için dönüyordu.

Kıvanç, Banu’nun elini tuttuğunda zaman duruyormuş zannederdi.

Onlar, aşkı gösterişli cümlelerde değil, küçük ve samimi anlarda yaşadılar.