O, tüm sevgisini, tüm saf duygularını sana sundu. Senin için kalbini açtı, her halinle kabul etti. Sen gül diye kendi gözyaşlarını içine akıttı, sen mutlu ol diye kendi hüznünü sakladı. Ama sen… Onun kalbini kırmayı, ruhunu incitip gözyaşlarına boğmayı seçtin.

Bir kadını üzen erkek, sadece onu kaybetmez; aynı zamanda kendi şansını, huzurunu ve sevgiyi de kaybeder. Kadın, kalbi paramparça olsa bile susar. Bir gün seni affedebilir ama asla unutmaz. Ve işte o zaman, sen kaybettiğini anladığında çok geçtir.

Onun yokluğunda fark edeceksin… Sana verdiği değeri, gözlerindeki sevgiyi, sıcacık gülümsemesini… Ama iş işten geçtiğinde, pişmanlık sadece sessiz bir çığlık olur. Çünkü bir kadını üzdüğünde, aslında en çok kendini mahvedersin.

Ve unutma… Bir kadının kalbini kıran bir erkek, en büyük acıyı kendi yüreğinde taşır. Çünkü o kadın, gidince tüm güzellikleri de yanında götürür…