Bu erkekler, gerçekten seveni, gönül vereni görmezler. Gözlerine at nalı gözlüklerini takar, sahte sözlere ve yalan ilişkilere bakarlar.

Oysa ki onları canından bile çok seven birinin olduğunu unutur, illa canını yakanın ardından koştururlar.

O fedakâr kadın, erkeğinin sesini duymak, yüzünü görmek için dünyaları verir. Ama nerede öyle kıymet bilmek?

O kadın, öyle derinden acı çeker, öyle gözyaşlarına boğulur ki... Ne yapacağını bilemez hale gelir. Çünkü kadın, sırılsıklam aşıktır erkeğine.

Ve der ki erkeğine: "Seni ölene dek seveceğim."
Ama erkek bunu anlamaz. Kadına, alay edercesine davranır.

Kadının duygularını, tınaz savurur gibi bir o yana, bir bu yana savurur durur.
Erkekler, gerçek seveni anlamaz.