Bilir misiniz yalnızlığı?
Bilir misiniz, bir odanın köşesinde sessizce oturmayı, dışarıda hayat akarken içerde zamanın durmasını? İnsanların gülüşlerini uzaktan izlemeyi, ama o kahkahalara dâhil olamamayı?
Yalnızlık, bazen kendi seçimin olur, bazen de kaderin. Kalabalıkların içinde bile derin bir boşluk hissedersin. Yanında insanlar vardır belki ama ruhuna dokunan kimse yoktur. Konuşursun ama kelimeler yankı bulmaz, anlatırsın ama kimse anlamaz.
Gece olup herkes uyuduğunda daha da ağırlaşır yalnızlık. Tavana bakarsın, düşüncelerin birer gölge gibi duvarlarda gezinir. Bir zamanlar sevdiğin sesler şimdi içini ürpertir, çünkü artık hepsi uzak, hepsi yabancı...
Bilir misiniz yalnızlığı?
Bir mesaj bekleyip gelmeyeceğini bile bile ekrana bakmayı...
Sokakta yürürken yanından geçen insanların hikâyelerini merak edip, kimsenin senin hikâyeni merak etmediğini fark etmeyi...
Güçlü görünmeye çalışırken içten içe tükenmeyi...
Yalnızlık bazen huzurdur, bazen de tarifsiz bir hüzün. Ama en çok da insanın kendiyle yüzleşmesidir. Kaçtıklarınla, sustuklarınla, unuttum sandıklarınla...
Bilir misiniz yalnızlığı? Belki bilirsiniz. Belki de şu an, tam da içinde kayboluyorsunuzdur…