Sadece bir an yeter bazen her şeyin alt üst olması için. Duvarlar yıkılır, hayatlar dağılır, gözyaşları toprağa karışır. Adı "deprem" olan bu sarsıntı, sadece yeri değil, yürekleri de titreten bir acıdır.
Geceye umutla uyuyan çocukların sessiz çığlıkları yankılanır sokak aralarında. Annenin eli çocuğuna uzanamaz, kardeş kardeşine sesini duyuramaz olur. Her şey bir toz bulutunun içinde kaybolur… Ve ardından bir sessizlik… İç burkan, can yakan bir sessizlik.
Ama umut öyle güçlü bir şeydir ki, yıkıntıların arasından bir el uzanır hayata. Bir bakış bulur diğerini, “buradayım” dercesine. Ve biz, o acının tam ortasında, yeniden sarılırız birbirimize. Çünkü biliyoruz ki; yıkılan binalar olabilir ama yıkılmayan bir şey var: dayanışmamız, sevgimiz